Sabit Genel Gündem&Siyaset Tartışma Başlığı

    • Genel
    • Öncelikle oyumu kime atacağımı söylemeden şöyle bir içimi dökmek istiyorum. Siyasetten pek anlamam, yani ciddiye alıp da yorum yapmayın. Zahmet ederseniz, cevap olarak düşüncenizi yazın yeter.

      Kemal Kılıçdaroğlunun bugüne kadar olan tutumu, Muharrem İnce olsun, Ekmeleddin İhsanoğlu olsun benden ziyade, kazanması daha muhtemel kişiler seçime girsindi. Ki açık söyleyeyim o zamanlar bunun çok da önemi yoktu. Tabi İnce bir hype almıştı gaz vardı doğru. İhsanoğlu da tamamen MHP-CHP ittifakını birleştirecek aday olarak belirlenmişti. Ancak gene de, bence (Kılıçdaroğlunun da öyle düşündüğüne inanıyorum) seçimi Erdoğanın kazanacağı belliydi. En azından İhsanoğlu tarafından öyleydi. Yani Kılıçdaroğlu kazanamayacağını bildiği bu 2 seçime bizzat girmedi. Ve gerektiğinde, genel başkan olarak koltuk sevdası olmadığını, önemli olanın ülkenin bekası olduğu duygusunu insanlara göstermek istedi. Ancak bunu yapma sebebi, seçimlerin Erdoğan lehine biteceğini bilmesinden kaynaklıydı. Yani koltuktan vazgeçeceği yoktu.

      Bugün ise Kılıçdaroğlunu Şah, İnceyi de Vezir olarak gösterecek olursam (Veziri kaybetti zaten) seçimlerde kendisinden fazla oy alacak 2 tane Kalesi vardı. Ki bu ikisinin de oy potansiyeli Kılıçdaroğlundan ciddi şekilde fazlaydı ve bir çok insan (ben dahil) tereddütsüz oylarını bu iki isme vermeye hazırdı. Özellikle de Mansur Yavaş. Ancak bugüne kadar özellikle hdp ile olan yakınlaşması gibi, bir ana muhalefet partisinin liderinin yapmaması gereken, iktidarın lehine ne lazımsa yapan Kılıçdaroğlu (Bence ana muhalefette Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu, Bülent Ecevit hadi o kadar çıkmaya da gerek yok, Erdal İnönü gibi bir isim olsaydı iktidarı çoktan köşeye sıkıştırmıştı. Alparslan Türkeş veya Turgut Özal da pekala bu işi yapardı.) ülkenin bu zor dönemlerinde, seçimlerde ne olacağının az buçuk kestirildiği bir durumda birden liderliği üstlendi.

      Programlara çıktı, daha aktif konuşmalar yapmaya başladı ve en sonunda iyi bir hamleyle 6'lı masanın kurulmasında iyi bir rol oynadı. Daha önceki seçimlerde kendisi aday olmamış Kılıçdaroğlu, böyle bir dönemde aday olacağı hissiyatını iyiden iyiye vermeye başladı. Ve geçtiğimiz günlerde 6'lı Masanın Cumhurbaşkanı adayı oldu. Şimdi ben sorarım kardeşim sen seçimi plastik tuvalet kağıdı olsa kazanır denilen bir dönemde, iktidarın neredeyse garanti olduğu için mi aday oldun?

      Şöyle de bir parantez açayım. Millet ittifakı seçimi kazanırsa eğer, başbakanlık sistemi geri gelecek. Yani Cumhurbaşkanı partili olmayacak ve eskisi gibi imza yetkisi olan, bir yerde sembolik bir makam olacak. Bunun bilincindeyim.

      Diğer tarafta da kendileri için her şeyin kötü gittiği bir zamanda, Akşenerin masadan ayrıldığı, Kılıçdaroğlunun aday olmasıyla umut ışığı aldıkları bir dönemde hüdapar gibi, hi*bullah uzantısı bir partiyi ittifaka aldılar. Kardeşim o kadar mı düştün? MHP hariç masada sana toplamda %1 oy potansiyeli çıkartacak bir parti bile yok. Aksine o malum partinin girişiyle oy kaybedeceksin. Zaten ülkeyi "ne olacaksa olsun" hatta "zincirlerimizden başka kaybedecek neyimiz var?" diyecek noktaya getirmişsin. Daha kötü ne gidebilir derken... şak domuz bağı... şak işkenceler. Bunu hdp ile iş tutuyor dediğin ve kanıt sunamadığın CHP yapmadı. hdp hüdapar al birini çak ötekine. Hatta hatırlayanlar h*zbullahın, diğer örgütten daha kötü olduğunu bilir.

      Ülke kimlerin eline kalmış!? Atam, uyan kalk da gör "asil" ve de "haysiyeti onuru ve kabiliyeti çok yüksek" "fedakar" evlatların ne halde izle. Yada hiç görme. Umarım, bir gün biz değilsek de başka evlatların, kabrine çiçeklerle gelip, "Atam o çok istediğin seviyeye ulaştık, zor oldu ama başardık" der.